Eğitim 4.0 Başladı

Eğitim, insanlarda istendik davranışlar meydana getirmektir. Dolayısıyla eğitim her döneme göre farklılıklar ortaya koyar.

Eğitim, insanlarda istendik davranışlar meydana getirmektir. Dolayısıyla eğitim her döneme göre farklılıklar ortaya koyar. Tarım toplumundaki yapı ile sanayi devrimi sonrası yapının aynı olması mümkün değildir.

Dünya son 10 yıl içinde büyük değişimlere uğradı. Bilgi toplumundan uzaklaşarak digitalleşen bir topluma dönüştü. Buna uygun olarak sanayi ve endüstride de bir devrim ortaya çıktı. Bu devrim endüstri4.0 olarak karşımıza çıkmaktadır. Elbette endüstride yaşanan bu gelişme diğer alanları da etkiledi. Özellikle eğitim alanında eğitim 4.0 yaşanmaya başlandı.

Eğitim tarihini incelediğimizde insanlığın yaşadığı süreçlerle eğitimin evrilmesinin doğru orantıda ilerlediğini görebiliriz. Gelin bu süreçleri ve eğitimde yaşanan evrilmeyi birlikte gözden geçirelim.

İnsanoğlu cilalı taş devriyle birlikte yerleşik bir hayata yöneldi. Bu durum tarım toplumunu ortaya çıkardı. Bu süre toplumsal yaşama geçmiş olan insanlık tarihinin en uzun dönemini kapsamaktadır. Bu dönemde eğitim1.0. süreci yaşanmıştır. Eğitim1.0’da çok fazla sayıda insanın okumasına gerek yoktur. Çünkü bu dönemde daha çok toprakta çalışacak insana gereksinim vardır. O nedenle çok parlak kişilikler dışında bu dönemde insanlar çokça eğitime yönlendirilmemişlerdir. Yönlenen kitle ise parlak kişiliklerden oluştuğundan bilimin en zirve dönemlerinin yaşanmasına sebep olmuşlardır.

1740 yılından itibaren girilen sanayi devrimi ve 1789 Fransız devrimiyle birlikte insanlık sanayi toplumuna doğru evrilirken eğitimde de 2.0 dönemi başlamıştır. Artık kitlelerin bir takım temel bilgileri bilmesi gerekmektedir. Eğitim 1.0’da daha çok kişiselleştirilmiş eğitim ön plandayken eğitim2.0’da toplu eğitim anlayışı ortaya çıkmıştır. Kol gücü, kas gücü ve beyin gücünün oluştuğu bu devirler II.Dünya Savaşı’nın sonuna kadar devam etmiştir.

II. Dünya Savaşı sonrasında insanlık bilgi toplumuna doğru sürüklenirken eğitim3.0’a evrilmiştir. Bu süreçte toplu eğitim anlayışı devam ederken artık modellemeler ortaya çıkmıştır. Öğretim modelleri çağı eğitim3.0’ı çok iyi anlatmaktadır. Bu dönemde daha çok model arayışları ve bunlara göre eğitim anlayışları gelişmiştir. Bloom, Gadner, Gagne, Gestallt, Piaeget ve diğerleri…

Uzay bilimlerindeki gelişmeler teknolojinin de gelişmesine sebep olmuştur. Özellikle bilgisayar bilimindeki gelişmeler insanlığı bambaşka bir dünyaya doğru sürüklemiştir. Digital dünya ve ya digital çağ diye isimlendirdiğimiz ve içinde yaşadığımız bu dönemde de eğitim, eğitim4.0 sürecine girmiştir. Eğitim4.0 da digital dünyanın nimetlerinden faydalanmaktadır. Eğitim yeniden kişiselleştirilmiş hale gelmiş üstelik bu durum veriler ışığında yapay zekalar üzerinden daha nokta çalışmalarla yürütülür konuma getirilmiştir. Özellikle COVİD19 salgını eğitim4.0 sürecini de hızlandırmıştır. Bu süreçte zamansız ve mekansız ders kavramı ortaya çıkmıştır. İşte bu durum yeni bir çağın da başlangıcını işaret etmektedir. Öğrenci ve öğretmenin bu çağa kendisini yenileyerek girmesi gerekliliği ortadadır.

Eğitim 4.0 digitalleşen dünyanın insan modelini yetiştirmek üzere kurgulanmıştır. Her şey adım adım insanlığı bu noktaya sürüklemiştir. Tek boyutlu oyunlardan, iki boyutluluğa şimdi ise çok boyutluluk… Online dersler, arttırılmış gerçeklikler, sertifika programları ve daha birçok yeni durum. Eğitim 4.0, insanların eğitimde özgürleşmesinin adıdır. Bu sürece çekinerek bakmak yerine onun nimetlerinden faydalanmalıyız.

Dijital kütüphane, kaynakların tamamının internet ortamında sunulduğu ve bilgisayar ya da cep telefonuyla rahatlıkla tüm kaynaklara ulaşılabilen bir ağ ortamıdır. Büyük kütüphanelerin bazıları çok daha geniş kitlelere fayda sağlayabilmek adına kütüphanede yer alan kaynakları dijital ortama da açmıştır.

Dijital kütüphane, kaynakların tamamının internet ortamında sunulduğu ve bilgisayar ya da cep telefonuyla rahatlıkla tüm kaynaklara ulaşılabilen bir ağ ortamıdır.

Büyük kütüphanelerin bazıları çok daha geniş kitlelere fayda sağlayabilmek adına kütüphanede yer alan kaynakları dijital ortama da açmıştır. Bu durum tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yaygındır. Dijital kütüphanelerin çoğalmasıyla birlikte sosyal medyada dijital kütüphane nedir sorusu epey yaygın bir şekilde sorulmaya başlandı. Dijital kütüphaneler, fiziksel kütüphanelerin dijital ortama taşınmış halidir. Bu durumun pek çok avantajı vardır ve artık tüm dünyada kütüphaneler yavaş yavaş dijital ortama aktarılmaya başlanmaktadır. Bu sayede herkes her türlü kaynağa bulunduğu yerden erişebilmektedir.

Dijital kütüphanelerin insanlara sunduğu oldukça büyük faydalar da vardır. Bu faydalardan ilki zaman ve yer kavramının ortadan kaldırılmasıdır. İnsanlar nerede olurlarsa olsunlar ve saat kaç olursa olsun tüm kaynaklara dijital ortamdan erişebilmektedir. Bu durum da dijital kütüphanelerin bu kadar sevilmesinde ve kullanılmasındaki en büyük faktörlerden biridir. Dijital kütüphanelerin öğrenciler ve pek çok kişi tarafından kullanılmasının en büyük sebeplerinden bir diğeri de tüm kaynakların rahatlıkla bulunabilmesidir. Bazı durumlarda pek çok kişi kütüphanede saatlerce kaynak aramıştır, bu durum dijital kütüphanelerin gelişiyle birlikte rafa kaldırılıyor. Aranılan kaynaklar dijital kütüphanelerin arama bölümü sayesinde saniyeler içerisinde okuyucuyla buluşabiliyor.

Dijital Kütüphane Ne İşe Yarar?

Dijital kütüphaneyle birlikte fiziksel sınırların kalktığını söylemek mümkündür. Hiçbir sınır olmaksızın, açılış-kapanış saati olmaksızın istenilen kaynaklara 7/24 erişebilmek artık dijital kütüphaneler sayesinde mümkündür. Okuyucular kütüphaneye gitmek zorunda kalmadan istediği kaynağa rahatça ulaşabilir ve okuyabilir. Dijital kütüphaneler yalnızca bulunulan ülkedeki kişiler tarafından değil tüm dünya tarafından kullanılabilir. Dijital kütüphanelerin yaygınlaşmasıyla birlikte çok fazla dijital kütüphane ne işe yarar sorusu sorulmaya başlandı. Bunun en büyük cevabı ise fiziksel sınırların kalkmasıdır. Bugün Finlandiya’daki bir kişi Amerika’daki bir dijital kütüphaneye erişebildiği gibi Türkiye’deki bir kişi de tüm dünya ülkelerinde yayınlanan dijital kütüphanelere rahatlıkla erişebilir ve kaynakların tamamını istediği zaman okuyabilir. Bu sebeple dijital kütüphaneler oldukça yaygındır.

Dijital kütüphanelerin çoklu erişim sunması da oldukça mühimdir. Kütüphanelerde bir kitap doğal olarak yalnızca bir kişi tarafından okunabilirken çoklu erişim sayesinde dijital kütüphanelerde durum tam tersidir. Kitaplar aynı anda pek çok kişi tarafından okunabilmektedir. Bu sayede aynı kaynaktan aynı anda birden fazla okuyucunun yararlanması mümkün hale gelmiştir. Dijital kütüphanelerin bu denli yaygınlaşmasındaki en büyük avantajlardan biri de düşük masraflı olmasıdır. Konvansiyonel kütüphaneler kira, giderler ve bilimum masraflar sebebiyle oldukça büyük bir yük altındayken dijital kütüphanelerin yıllık giderleri son derece azdır. Bu sebeple pek çok kütüphane dijital kütüphane olarak hizmet vermeye başlamıştır. İlerleyen yıllarda bu kütüphanelerdeki sayının artması bekleniyor.

Neden Dijital Kütüphane Kullanılmalı?

Dijital kütüphane kullanmak için pek çok sebep vardır ancak bu sebepler arasından bazıları insanlar için oldukça önemlidir. Dijital kütüphane kullanma sebepleri, pek çok kişi için farklılık gösterse de insanların bazı sebeplerde ortak kümede buluştuğunu görebilmek mümkündür. Bunlardan ilki dijital kütüphanelerde hiçbir şekilde kaynak sıkıntısı yaşanmamasıdır. Klasik kütüphanelerde pek çok kişinin başına geldiği gibi okunmak istenen bazı kitaplar ve kaynaklar o an başkası tarafından ödünç alınmış olabilir. Bu tip durumlar dijital kütüphanelerde karşılaşılmayacak durumlardır. Aynı kaynağı birden fazla kişi aynı anda okuyabilir ve bu dijital kütüphanelerin tercih edilmesindeki en büyük sebepler arasında yer almaktadır.

Dijital kütüphane kullanımının bu denli yaygınlaşmasındaki bir diğer sebep de mesafelerin ortadan kalkmasıdır. Yalnızca herkesin elinde bulunan bir akıllı telefon ya da dizüstü bilgisayar sayesinde kütüphanelerin tüm kaynaklarına erişebilmek ve bu kaynakları sınırsız bir şekilde kullanabilmek okuyucular arasında büyük bir heyecana da vesile olmuştur. Bu sebeple pek çok okuyucu dijital kütüphaneleri deneyimlemeye başladı. Dijital kütüphanelerin kullanımının yaygın olmasındaki bir diğer etken de elbette ki kaynaklara istenilen zamanda ulaşılabilmesidir. Kaynaklar 7 gün 24 saat okuyucuların kullanabilmesi için açık durumdadır. Bu, konvansiyonel kütüphanelerde okuyucuların en sık dert yandığı durumlardan biridir. Bazı kütüphaneler gece de açıktır fakat bu kütüphaneler arasında çok yaygın olmadığı için kaynak bulma sıkıntısı yaşanabilmektedir.